“Meniere” işitme kaybı yahut Vertigo’ya yol açan bir iç kulak hastalığı. İç kulakta oluşan çok sıvı basıncı, bölgede bulunan tüylü hücrelerin fonksiyonunu bozarak kulak içi zarların yırtılmasına ve akabinde karışmaması gereken sıvıların birbiri ile temasına neden olarak baş dönmesi ataklarına yol açıyor. Bu hastalığın nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, kimi durumlarda baş travması yahut orta/ iç kulak enfeksiyonları ile ilişkilendirildiğini belirten Kulak, Burun ve Boğaz Hastalıkları (KBB) Uzmanı Prof. Dr. Arif Ulubil, “Genellikle sorun, iç kulak sıvı boşaltımını sağlayan endolenfatik kanal denilen yapının dar olmasından kaynaklanıyor. Alerjiler ve otoimmün bozukluklar da hastalığa neden olabiliyor” dedi.

İşitme kaybı, Vertigo (baş dönmesi) ve kulakta çınlamanın Meniere hastalığının esas göstergelerinden olabildiğini aktaran Prof. Dr. Arif Ulubil, “İşitme kaybı çoklukla yalnızca kulağın bir adedini etkilerken, hastalığın erken evrelerinde hafif yahut günden güne şiddeti değişen formda yaşanıyor, sonraki basamaklarda şiddetli ve kalıcı hale gelebiliyor. Hastaların, bir motor sesi ya da deniz kabuğunun kulakta oluşturduğu ses halinde tanım ettiği çınlama yani tıptaki ismiyle tinnitus şikayetine de sıklıkla rastlanıyor” diye konuştu.

“Birçok hasta ayrıyeten kulaklarında basınç yahut dolgunluk yaşıyor ve basınç ekseriyetle baş dönmesi öncesinde yahut sırasında artıyor” diyen Prof. Dr. Arif Ulubil, “Tedavinin düzenlenmesinde bu basıncın takibi büyük kıymet taşıyor. En çok dert yaratan şikayetlerden biri de baş dönmesi yani Vertigo oluyor. Baş dönmesi ataklarına sıklıkla mide bulantısı ve kusma eşlik ediyor. Beklenmedik bir biçimde gelip giden Vertigo atağı yatıştıktan uzun mühlet sonra bile yorgunluk yahut dengesizlik hissi sürebiliyor. Tipik bir Meniere atağı saatlerce sürebiliyor” bilgilerini paylaştı.

Hastalık ile alakalı baş dönmesinin çoklukla çok büyük oranda ilaçlar ve diyet değişiklikleri ile denetim edilebildiğini söyleyen Prof. Dr. Arif Ulubil, “Tuzu azaltmak, iç kulak sıvısını düşük tutmaya ve baş dönmesini önlemeye yardımcı oluyor. Düşük tuzlu bir diyet; yiyeceğe tuz eklememek, hazır besinlerden kaçınmak ve besin etiketlerini okuyarak sodyum alımını kısıtlamayı içeriyor” açıklamasını yaptı.

Cerrahi formülün fakat öbür tedbirler başarısız olduğunda bir seçenek olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Arif Ulubil, kelamlarına şöyle devam etti: “Cerrahi tedavi birtakım hastalarda gerekebilir. Cerrahi prosedürler, Meniere hastalığında sık görülen Vertigo nöbetlerini ortadan kaldırabilir lakin işitme kaybını güzelleştirecek bir ameliyat usulü şimdi bulunmuyor. Şimdiki operasyon tekniklerinden “Endolenfatik Kese Cerrahisi” ile hastalık büyük oranda denetim altına alınıyor, atak sıklıkları çok azalıyor ve hastanın işitme duyusu korunuyor.”