Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Hasret Sezgin Meriçliler, “Kişinin kan şekeri seviyesi olağandan yüksek olmasına rağmen, diyabet hastalığı olarak isimlendirilecek yükseklikte olmadığı durumlarda kişi pre-diyabetik yani şeker hastalığına aday olarak tanımlanır. Pre-diyabetik olan şahısların birçoklarında 10 yıl içinde Tip 2 diyabet geliştiği biliniyor” dedi.

Pre-diyabet bulgu vermeden sinsi seyreder. Diyabetin birinci periyotlarında de bireyde hiçbir bulgu olmayabilir. Kan şekerleri önemli derecede yükselmeye başlayınca halsizlik, çok iştah, çok susama ve su içme, sık idrara çıkma, kilo kaybı, bulanık görme, cilt enfeksiyonları, güzelleşmeyen yaralar ortaya çıkabilir.

Diyabet teşhisinin çarçabuk konulabildiğine değinen Uzm. Dr. Meriçliler, “10-12 saatlik açlık sonrası kan şekerine bakılır. Açlık kan şekerinin 100-125 ortasında, yemekten 2 saat sonra bakılan kan şekerinin 141-199 ortasında olması kişinin pre-diyabet yani diyabete aday devirde olduğunu gösterebilir.

Açlık kan şekeri 126 mg/dl’den yüksek, rastgele ölçülen kan şekeri seviyesi 200mg/dl’den yüksek, şeker yükleme testi sırasında kan şekeri seviyesi 200mg/dl yahut üzerinde ise diyabet tanısı koyulur” dedi.

Uzm. Dr. Hasret Sezgin Meriçliler, diyabet gelişimini önlemek için dikkat edilmesi gereken 4 kural olduğuna dikkat çekti. Uzm. Dr. Meriçliler, 4 kuralı şöyle sıraladı:

Her gün en az 30 dakika, her gün vakit ayrılamıyorsa en az haftada 3 sefer tempolu yürüyüş yahut kişinin yapmak istediği her tıp spor yararlı olacaktır. Masa başında çalışanlarda dahi sandalyede otururken yapılabilecek kol-bacak hareketlerinin metabolizmayı hızlandırarak yağ yakımını artırdığı gösterilmiştir.

Özellikle unlu ve şekerli besinleri azaltmak, şeker içeren içeceklerden uzak durmak diyabetten korunmanın birinci kuralıdır. Kan şekerini süratli yükselten besinlerin başında doğal olmasına karşın bal, ayrıyeten reçel, pekmez, şekerli içecekler (kola, meyve suyu, limonata gibi) ve beyaz unlu besinler (simit, poğaça, börek ve beyaz ekmek gibi) gelmektedir.

Vücut yağ oranının azalması, kas kitlesinin artması diyabetten korunmak için kıymetli bir adımdır. Bilinçsiz yapılan diyetlerle kas kaybı olması istenmeyen bir durumdur. Sağlıklı ve istikrarlı bir diyetle beden yağ oranının azalması ve verilen kiloların korunması değerli bir korunma yoludur.

Diyabet açısından risk altında olduğu bilinen bireylerde kan şekerini düşürmeyen lakin şeker metabolizmasının bozulmasını önleyen ilaç tedavileri tabip denetiminde uygulanabilir.